Çip krizi ve tedarik zinciri gibi sorunların yaşandığı 2022 yılı sizin için nasıl geçti?
Otomotiv Sektörü krizlere, hatta maalesef öngörülemeyen krizlere çok alışık bir sektör. Son 10 seneye baktığımızda birçok farklı etken otomotiv endüstrisini etkilemiştir. Öngörülen ve öngörülemeyen bütün bu etkenlerin otomotiv sektörünü daha dayanıklı ve güçlü kıldığını görmekteyiz. 2021 yılında yaşanan tedarik zincirindeki kırılmanın, 2022’ye girerken sektör için öngörülen bir sorun olduğunu; sadece çip değil diğer araç üretiminde kullanılan hammaddeler ile ilgili temin sıkıntısı yaşanacağını ve Rusya-Ukrayna savaşının otomotiv satışlarını doğrudan etkileyeceğini öngörmüştük. Bizler otomotiv satış sonrası pazarı olarak, araç satışlarında yaşanan bu daralmanın otomotiv satış sonrası pazarını daha etkin kılacağını tahmin ederek; uzun vadede araçların yaş aldıkça daha fazla bakım onarım ve yedek parça ihtiyacı olduğunu tecrübe etmiştik. Tedarik zincirindeki küresel kırılma; ülkemiz yedek parça üreticileri için de ayrı bir fırsat doğurmuş olup, birçok yedek parça üretiminin de ülkemize kaydığını; başta ihracat pazarları olmak üzere, Türkiye’nin yedek parça üretiminde önemli bir üs olduğunu gösterdi. Sadece üreticilerimiz değil, birçok dağıtıcı firmamız da ihracat pazarlarını büyütmeye başladılar ve artık sadece Türkiye pazarında değil, ihracat yaptıkları ülkelerde de dağıtım organizasyonu kurmaya başladılar. Sektörümüz döviz bazlı baktığımızda 2022 yılını 2021 yılına göre yüzde 10’un üzerinde bir büyüme ile kapatacak. Sonuç olarak otomotiv satış sonrası pazarı olarak üretim adetlerimizde, ihracat, iç piyasa ve istihdam rakamlarımızda çok ciddi bir artış olduğunu söyleyebiliriz.
2023 için nasıl bir projeksiyon yapıyorsunuz? Büyüme hedefleriniz nelerdir?
2023’e girerken, Otomotiv Endüstrisi her ne kadar araçlardaki yapısal değişimi daha fazla konuşsa da içten yanmalı motorlu ve hibrid araçların adetsel ve yüzdesel oranda çok fazla ön planda olduğunu görüyoruz. Otomobildeki bu değişimi 2030 yılına kadar yakinen takip etmekle kalmayıp; Otomotiv endüstrisinin oyuncuları olan, üretici, dağıtıcı ve ürünlerin montajını yapan servislerin geleceğe dair hazırlıklarını gözlemliyor, hatta bizler de OSS Derneği olarak bu hazırlıkların ne yönde yapılması gerektiği ile ilgili bilgilendirmeler, etkinlikler ve eğitimler yapmaya devam ediyoruz. 2023’ün, otomotiv satış sonrası pazarı için yine büyümeye yönelik çalışmaların yapılacağı; sektör oyuncularının enflasyonist bir büyümenin yanı sıra adetsel olarak da büyümeyi de hedeflendiği bir yıl olacağını düşünmekteyiz. 2023’te de 2022’ye benzer paralel bir büyüme bekliyoruz.
Yeni yılda Türkiye ve küresel pazarlarda öne çıkacak riskler ve fırsatlar sizce nelerdir?
2022 yılında, özellikle Uzakdoğu’da devam eden pandemi sürecinin yarattığı üretim aksamaları; hammadde ve deniz taşımacılığındaki fiyat artışları sebebi ile Türkiye’nin, global satış sonrası için ciddi bir pazar haline geldiğini söyleyebiliriz. Başta Avrupalı birçok dağıtıcı firma olmak üzere son dönemde fason üretimlerini satış sonrası pazarındaki Türk ve global üreticilerimize kaydırdılar. Yerli dağıtıcılarımız ise, artan maliyetlere rağmen başta insan kaynakları ve lojistik merkezi yatırımlarına devam etmekteler. Bu gelişmeler, 2023 yılında da satış sonrası pazarının otomotiv endüstrisi içinde her zaman olduğu gibi istikrarlı büyümesini devam ettireceği beklentisini güçlendiriyor.
Buna karşılık sektörümüz için 2023’te de en büyük riskin başta ekonomik belirsizlik olduğunu söyleyebiliriz. Son yıllarda hem üreticilerimizin hem dağıtıcılarımızın işletme giderleri bütçe tahminlerinin çok ama çok üstünde devam etmekte. Her ne kadar durağan bir seviyeye gelse de hala yüksek olan emtia fiyatları, rekabet gücünü azaltan enerji maliyetleri ve finansmana ulaşmadaki zorlukların, ülkemiz adına en başta gelen riskler olduğunu söyleyebiliriz. 2022 yılında yakalamış olduğumuz ihracat pazar paylarındaki artışın kalıcı olması için rekabetçi olmamız gerektiğini, bunun içinde başta ekonomi olmak üzere, Türk markalarının artık tamamen kabul edildiği ülkeler ile olan ilişkilere kadar tüm politikaların tutarlı olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.