Yeni Nissan Qashqai’nin Türkiye tanıtım toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantı sonrasında, Nissan Avrupa Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mayra Gonzales Velasco ve Nissan AMIEO Bölgesi (Afrika, Orta Doğu, Hindistan, Avrupa ve Okyanusya) Crossover Direktörü Adrien Levesque, Nissan’ın Türkiye ve global planlarına ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Mayra Gonzales Velasco, Qashqai modelinin Türkiye’de kendi segmentinde rekabetçi olmaya devam edeceğini belirterek, “Elbette pazar lideri (C-SUV segmentinde) olmayı yine bekliyoruz. Şu anda piyasada bu segmentte 90’dan fazla rakipten bahsediyoruz. Yeni Qashqai’yle elbette pozisyonumuzu korumaya devam edeceğiz. Ama e-POWER teknolojisi, elektrikli araçlar kategorisi içerisinde bizi bir adım daha ileri taşımış oluyor. Zaten 2030’a kadarki hedefimiz de bunu bu şekilde idame ettirmek.” ifadelerini kullandı.
Toplantıda Otomobil Gazetesi adına Ahmet Çelik’in sorduğu “Nissan Türkiye’nin genel olarak pazar payıyla ilgili bir soru sormak istiyorum. Bundan yaklaşık 12-13 yıl önce ilk sekizde olan ve %3’ün üzerinde bir pazar payı olan Nissan belli iç yönetim sebeplerinden dolayı çok kan kaybetti pazar payı olarak. Özellikle Charbel’den önceki bir dönemden söz ediyorum. Şu anda toparlansa da yüzde 1 civarlarında gözüküyor. Bu pazar payı rakamları sizi tatmin ediyor mu? Ya da hedefiniz ne, onu sormak istiyorum.” Sorusuna Mayra Gonzales şu yanıtı verdi: “Şimdi, elbette büyümek istiyoruz ve büyüme konusunda tatmin olmamız hiçbir zaman söz konusu değil. Hep büyümeye devam edeceğiz. Şu anda 300 bin gibi totalde bir birimden bahsediyoruz. Buna ulaşmak ve bunda Türkiye’de olan satışların da katkısı var tabi. Zaten bu büyüme arzumuz sadece Türkiye’yle ilgili bir şey değil, bütün Avrupa için de öyle, diğer bölgeler için de öyle. Dünya için bu şekilde. Onun için her kategoride ve her üründe, bütün ürünlerimizde gamımızdaki, büyümeyi hedefliyoruz. O konuda bunu söyleyebilirim. Charbel’le ilgili olarak da… Ekibiyle birlikte, çok iyi iş çıkarıyorlar. Planlarından, stratejilerinden gayet memnunuz. Ama yine son söz olarak büyüme hedefimizin sürekli olarak devam edeceğini söyleyebilirim”…
Yüzde 100 elektrikli araçlara geçme hedefi değişmedi”
Mayra Gonzales Velasco, Nissan’ın 2030’a kadar yüzde 100 elektrikli araçlara geçme hedefinin değişmediğini ancak bir anda elektrikli araca geçmenin de problemleri beraberinde getirebileceğini belirterek, “Çünkü pazarın dinamiklerini, müşteri taleplerini görmemiz gerekir. Esas mesele bunun hızını tutturabilmek. ‘Neden piyasanın hızından daha hızlı gidelim?’ diye temkinli hareket etmeye çalışıyoruz. Mesela Hindistan’da spesifik bir ürünle ilgili elektrikli araç planımız var. O plan durmadı. Orada herhangi bir değişiklik yok.” diye konuştu. Türkiye’de Qashqai modelinin C SUV segmentinde daha önce lider olduğuna ve bunun yeniden gerçekleşebileceğine dikkati çeken Velasco, “Benim bu araçla ilgili görüşüm şu, katılırsınız, katılmazsınız bilmem ama yeni araç eskisinden çok daha iyi. Onun için daha önce lider olduysak, şimdi de yine lider olabiliriz.” değerlendirmesini yaptı.
Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil
Levesque, Türkiye’de otomotiv sektöründeki düzenlemelere ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Tabii regülasyonlar, kararlar değişebiliyor tek bir gecede. Ama bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, Avrupa’da da bununla karşılaşıyoruz. Mesela, elektrikli araçlarla ilgili olan düzenlemeler, regülasyonlar değişti ki zaten Avrupa’da da seçimler gerçekleşti biliyorsunuz. Biz şirket olarak aslında bu tür senaryolara hazırlıklıyız, alışkınız ve hazırlıklı olmaya çalışıyoruz. Bu sadece Türkiye’de olan bir şey değil. Avrupa’da da böyle yine Çin piyasasıyla ilgili gelişmeler de sürekli önümüze geliyor. Onun için her yerde bir belirsizlik var. Bizim işimiz, bütün seçenekleri, opsiyonları, masada, önümüzde, elimizin altında tutabilmek. Belki burada 2035’e kadar tam elektrikliye geçilmesi düşünülüyor. Bu belki olur, belki olmaz. Bilmiyoruz ama cevabımız ne olursa olsun, bizim burada hedeflediğimiz şey, hem hacim olarak buna hazırlıklı olmak hem de bu esnekliği sağlayabilmek.”