İstanbul’dan ekibimizden Alptekin Işıkalp ile İstanbul’dan yola çıktık. Yaklaşık 8 saat sonra Samsun’a geldik. İlk durağımız Atatürk’ün de Samsun’a Bandırma Vapuru ile gittiğinde ilk adım attığı iskele oldu. Tütün Fabrikası olarak anılan bu yerde temsili olarak açık hava müzesi olarak hazırlanan yerde MG ile çekimler yaptık. Ardından Bandırma Vapuru’nın sergilendiği iskelede aldık soluğu. Bandırma Vapuru da Müze olarak gezilebiliyor. Orada da MG ile çekimlerimizi yaptıktan sonra Samsun Atatürk Anıtı’na gittik. Bayraklarla süzülü ve hatli kalabalık olan bu alanda da çekimlerimizi gerçekleştirdik. Sonra Samsun sokaklarında dolaştık. Her taraftan tarihi bir iz her taraftan Atatürk’ün bir dokunuşunu görmek mümkün.
Ertesi gün sabah Samsun’dan Havza’ya doğru yolculuğumuz başladı. Atatürk’ün izinden aynı rotayı izliyoruz. Her yer “Kurtuluş Yolu” tabelalarıyla dolu. Atatürk’ün otomobiliyle fotoğraflarının olduğu her yeri bulmak ve oraya gitmek istiyoruz. Bize çekimlerde yardımcı olan arkadaşımız Selahattin Çekiç’in destekleriyle o mekanlara ulaşıyoruz. Her yerde duygusal anlar yaşıyoruz. Cumhuriyet’in 100. Yılında buralarda bu havayı solumamızla Cumhuriyetimizin önemini bir kez daha anlıyoruz. İyi ki geldik diyoruz… İyi ki Atatürk varmış diyoruz… İyi ki…
*
Havza yolundan ilerliyoruz. Tabelalar bizi Atatürk’ün evine çıkartıyor. Samsun’a ayak bastıktan sonra silah arkadaşlarıyla Havza’ya gittiği ve orada karargah kurduğu ev burası. Şimdi müze olarak kullanılıyor. Yatak odası, mutfağı, çalışma odası ve diğer oralarında eşyalarıyla tertemiz huzur dolu bir müze… Yılda 35 bin kişi civarında ziyaretçi geliyormuş. Anılar içinde geziyoruz…
*
Havza, Kavak ve çevre ilçeleri geziyoruz. Biraz sitemleri var. “Hep Atatürk’ün Samsun’a gelişi kutlanıyor, ama sonrasında buralara da geldi hatta kurtuluş savaşına buralarda hazırlandı” diyorlar. Haklılar… Biz de şimdi bu hakkı teslim ediyoruz. Havza’yı Kavak’ı görmeniz lazım…
*
Samsun ve çevre illerindeki Kurtuluş Rotasını MG ile geziyor ve çekimlerimizi tamamladıktan sonra, rotayı Ankara’ya çeviriyoruz. Amacımız bu Kurtuluş Rotası’ndan sonra Atatürk’e gitmek. Anıtkabir’in önüne gelişimiz 16’yı geçtiği için içeri giremiyoruz ama Anıttepe’den en uygun bir yere geçip çekimlerimizi oradan tamamlıyoruz.
Huzur içinde İstanbul’a dönüyoruz. Bizim MG ile konfor içinde yaptığımız yolculuğun aslında ne kadar zor, ne kadar imkansız olduğunu ve bu imkansızlığı başaranları başta Atatürk ve silah arkadaşlarını yad ederek anıyoruz…
Samsun’dan Havza’ya kurtuluş rotası…
Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele için Samsun’a çıktıktan sonra, örgütlenme planlarının önemli bir kısmını, Samsun’un kaplıcalarıyla ünlü ilçesi Havza’da yaptı.
Havza, Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla gerçekleştirilen ve İzmir’in işgalinin protesto edildiği ilk mitingin yapıldığı, Anadolu’da ilk Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulduğu yer olarak öne çıkıyor.
Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında 1. Dünya Savaşı’nın ardından 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile düşman gemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’a demirledi.
Anadolu adım adım işgal edilirken İngiltere, Yunanistan’ın Karadeniz kıyılarında bir Pontus Rum devleti kurma isteğine de destek verdi.
Bölgede Rum çetelerinin saldırıları artmaya başlarken Türk grupların kargaşa çıkardığı iddia edilerek İngilizler, Osmanlı Hükümeti’ne 21 Nisan 1919’da, “Siz asayişi sağlayamazsanız biz Samsun’a çıkıp bölgeyi işgal edeceğiz” anlamı taşıyan nota verdi.
İngilizlerin verdiği nota Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçmesi için fırsat doğurdu. 15 Mayıs’ta İzmir, Yunan orduları tarafından işgal edildi. 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal, 16 Mayıs’ta “Bandırma Vapuru” ile İstanbul’dan yola çıktı.
Mustafa Kemal, puslu bir pazartesi sabahı, 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a vardı.
Büyük Önder’in Samsun’a çıkışı, Yunan askerlerinin denize döküldüğü 9 Eylül 1922’ye kadar sürecek büyük mücadelenin de ilk adımı oldu.
Atatürk’ün Samsun’da 6 günü
Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun’da küçük bir grup karşıladı. “Dokuzuncu Ordu Kıtaları Müfettişi ve Padişahın Fahri Yaveri Mirliva Mustafa Kemal Paşa” unvanı ile bölgeye gelen Mustafa Kemal, Samsun’a vardığını telgrafla İstanbul’a bildirdi.
Mustafa Kemal, Samsun’da kaldığı süre içinde “Mantika Palas’ta konakladı.
9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, tablonun İngilizlerin iddia ettiği gibi olmadığını belirledi.
İngilizlerin denetimindeki kentte yakından takip edilen Mustafa Kemal, kurtuluş için örgütlenmenin mümkün olmayacağını fark edince Havza’ya geçmeye karar verdi.
Atatürk, Havza’ya geçişinde İngilizlerin şüphesini çekmek istemediği için böbrek sancılarına Havza’nın şifalı kaplıcalarının iyi geleceğini gerekçe göstererek 25 Mayıs 1919’da Samsun’dan ayrıldı.
“Dağ başını duman almış” marşı Havza’ya giderken söylendi
Atatürk ve arkadaşları, eski bir araçla Havza’ya doğru yola çıktı. Yollar bozuktu ve araç birkaç kez arızalandı. Araçtan inen Atatürk ve arkadaşları, doğanın güzelliğine kendilerini kaptırarak bir süre, “Gençlik Marşı” olan “Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar, güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar.” marşını söyleyerek yol aldı.
Mustafa Kemal, Havza’da Mesudiye Oteli’nde, beraberindekiler ise Ali Osman Ağa’nın konağında ağırlandı.
“Son bir cüret bizi kurtarabilir”
Mustafa Kemal Havza’da çalışmalara hemen başladı, 26 Mayıs 1919’da ilçeyi temsil eden 7 kişilik heyeti ikametgahında kabul ederek içinde bulunulan zor durumu anlattı. Heyete yaptığı konuşmada Mustafa Kemal, zor durumu şu sözlerle dile getirdi:
“Hiçbir zaman umutsuz olmayacağız, çalışacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret bizi kurtarabilir.”
İlk Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti 28 Mayıs 1919’da Havza’da kuruldu. Mustafa Kemal, aynı gün vali, mutasarrıflık ve kolordulara bir genelge gönderip “İzmir’den sonra Yunan ordularının Anadolu’ya ilerleme tehlikesine dikkati çekerek, “Vatanın bütünlüğünün korunması için ulusal tepkilerin daha canlı olarak gösterilmesini, 3 gün süreyle büyük ve coşkulu miting ve toplantılar yapılmasını, hükümete ve büyük devletlerin temsilciliklerine etkili telgraflar çekilmesini” istedi.
Milli direnişin ilk sesleri
Havzalılar, ilk mitingi 30 Mayıs’ta Mustafa Kemal’in önderliğinde, cuma günü Yörgüç Paşaoğlu Mustafa Bey Camisi’nde namazdan sonra okunan mevlidin ardından belediye binası önünde yaptı. Osmanlı Hükümeti ve işgal devletlerine çekilen protesto telgrafları, mitinglerle ilgili Harbiye Nezareti’nin (Savaş Bakanlığı) sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı şöyle oldu:
“Milletin heyecanını ve tezahürat-ı milliyeyi (milli gösterileri) men ve tevkif için (durdurmak için) hiç kimsede kudret ve takat göremem.”
Havza’da ikinci miting yine bir cuma günü 6 Haziran 1919’da düzenlendi. İngilizler, Osmanlı Hükümetine, Mustafa Kemal’in İstanbul’a geri çağrılması için baskı yaptı. Baskılar sonucu Mustafa Kemal, Harbiye Nezareti tarafından İstanbul’a geri çağrıldı. Mustafa Kemal, İstanbul’a çağrılmasından bir gün sonra 7 Haziran 1919’da, Samsun yoluyla İstanbul’a gönderilen 10 bin tüfek sürgü kolu ve 12 top kamasına el koydu ve Havza’daki silah deposundaki silahları da halka dağıttı.
Mustafa Kemal Havza’dan kurtuluş meşalesini yakarak ayrıldı
Acilen İstanbul’a dönmesi çağrısına uymayan Mustafa Kemal, mülki ve askeri makamlara gönderdiği genelgede şu ifadelere yer verdi:
“İstiklal-i millimiz (milli bağımsızlığımız) uğrunda bütün mevcudiyetimle milletle beraber nihayetine kadar çalışacağıma mukaddesatım namına söz veririm.”
Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti’ne verdiği cevapta sonuna kadar milli mücadeleyi destekleyeceğini, gerekirse görevinden istifa edip halkın arasına katılarak mücadeleyi yürüteceğini bildirdi ve 12 Haziran’da Havza’dan sabah saatlerinde Amasya’ya geçti.
Mustafa Kemal Havza’dan kurtuluş meşalesini yakarak ayrıldı.
Atatürk, 24 Eylül 1924’te ikinci gelişinde, Havzalılara şöyle seslendi:
“Sizinle en elemli, günlerde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana mazinin hatırasını tekrarlatan şu daire içinde kıymetkar mesai ve muavenetinizden pek müstefit oldum. Eğer Havzalıların o samimi ve metin hüsnükabulleri olmasa ve eğer Havza’nın nafi şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde müspet bir tesir bırakmasaydı, emin olunuz ki inkılap için çalışamayacaktım. Bundan dolayıdır ki Havza ve Havzalılara çok şey borçluyum. Kalbi rabıtam ebediyen saklayacak ve sizi hiç unutmayacağım. İlk cüreti, ilk cesareti gösteren sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza ve Havzalıların büyük bir yeri vardır.”
Samsun ve Havza’da tarihin izleri yaşatılıyor
Milli Mücadele’yi başlatan kişileri Anadolu’ya taşıyan Bandırma Vapuru’nun orijinal planları kullanılarak inşa edilen birebir kopyası, Samsun sahilinde müze gemi olarak ziyarete açık tutuluyor.
Bugün Atatürk’ün ilk adımı attığı nokta, artık dolgu sahası. Samsun Büyükşehir Belediyesince önceki yıllarda dolgu sahasına “Kurtuluş Yolu” yapılarak, Tütün İskelesi yeniden inşa edildi. Tütün İskelesi’nde ilk adımı temsilen Atatürk ve silah arkadaşları ve onları karşılayanların bal mumu heykelleri yer alıyor.
Tütün İskelesi’nden başlayan “Kurtuluş Yolu” ise Atatürk’ün Havza’ya geçiş güzergahını takip ediyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919’da Samsun’dan Amasya’ya giderken kullandığı 98 kilometrelik “Kurtuluş Yolu” güzergahının, açık hava müzesine dönüştürülmesi için çalışmalar sürüyor.
Samsun Büyükşehir Belediyesince 3 yıl önce başlanan çalışmalar kapsamında, Osmanlı arşivlerindeki belgeler ve 1957’ye ait kara yollarını gösteren haritalardan yararlanılarak “Kurtuluş Yolu”nun orijinal güzergahı belirlendi.
Yolun korunması, güzergahın o dönemin koşullarına uygun hale getirilmesi için projeler hazırlanmasının ardından yol üzerindeki tarihi binalar restore edildi, çeşme ve köprüler yeniden yapıldı.
Bir asır önceki ruha uygun hale getirilen güzergaha o dönem kara yollarında kullanılan sis çanı gibi malzemeler yerleştirildi. Atatürk’ün kullandığı makam otomobillerinden birinin de birebir benzeri yaptırıldı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün konaklayıp kahve içtiği Susuz Han, kafeteryaya çevrildi. Kavak ve Havza’da Büyük Önder’in uğradığı tarihi yapılar ise restore edilerek müze haline getirildi. Çalışmalar kapsamında Atayolu Kemer Köprü de onarıldı.
Atatürk’ün Samsun’a gelişinde kaldığı Mantika Palas, uzun yıllar “Mıntıka Palas” olarak adlandırıldı. Burası bugün Atatürk’ün eşyalarının sergilendiği Gazi Müzesi olarak o güne ait izleri canlı tutuyor.
Mustafa Kemal Paşa’nın Havza ilçesinde 25 Mayıs-12 Haziran 1919’da karargah olarak kullandığı ve Milli Mücadele’nin ilk karargahı sayılan ev ise bugün “Havza Atatürk Evi” olarak tarihin izlerini yansıtıyor.
Havza’da Yörgüç Paşaoğlu Mustafa Bey Camisi ile Anadolu’da kurulan ilk “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ve İzmir’in işgali üzerine Havzalılar tarafından kurulan “Reddi-i İlhak Derneği”nin temellerinin atıldığı yer olan Taş Mektep tarihe tanıklık etmeyi sürdürüyor.