Ücretsiz Workshop dersleri; Tofaş, Subaru, Mercedes ve Şaşkın İletişimciye notlar!

, , Ücretsiz Workshop dersleri; Tofaş, Subaru, Mercedes ve Şaşkın İletişimciye notlar! için yorumlar kapalı

Ben de isterdim; sosyal medya boşluğuna “arkadaşlar” diye seslenip,  kim olduğu belli olmayan kişilere ahkam kesmeyi. Ama gazetecilik karakterim bana her pazartesi bu sayfalarda küçük bir “workshop” verme kaderi çizmiş. O zaman bu haftaya da “iletişim nasıl yapılır” değil de yine “iletişim nasıl yapılmaz” örnekleriyle workshop’umuza devam edelim. Bu hafta iletişim derken nasıl iletişimsiz kaldık örneklerle inceleyelim. Eski kafalara değil de yeni nesle küçük bir faydamız olsun…
Geçen hafta yine sektör içinde yaşanan hemen hemen tüm meslektaşlarımın rahatsız olduğu ama  tepki vermekten çekindiği bir konuyu yazdım. ”Tofaş Mese’lesi” başlıklı yazımda Pazar lideri koskoca Tofaş’ın yeni çalışmaya başladığı PR Ajansı MESE İletişimin bülten gönderdikten sonra tanıdığı tanımadığı gazetecilere tek tek whatsaptan mesaj atıp bülten kullanımı konusunda ricacı olduğunu ve artık böyle bir iletişim tarzı kalmadığını kaleme almıştım. Meslektaşlarımdan adeta “tebrik” bombardımanına uğradım. Meğer herkese bu uygulamadan şikayetçiymiş de içine atıyormuş! Neyse ki yazımdan  sonra whatsap taciz mesajları kesildi.  Bu workshop’un konusu; bir arkadaşlığınız, hukukunuz ve rica etme krediniz yoksa tanımadığınız gazetecilere böyle bülten ricası mesajlar atmayın. Bir iddiaya göre Tofaş, MESE ile çalışmaya başladıktan sonra “yansımaları yüzde 10-15 aralığında düşmüş. Bunun üzerine bu tarz bir çalışmaya girmişler. Ama bu da ters tepmiş. Çünkü birçok meslektaşım bu mesajlara tepki olarak Tofaş bültenlerini kullanmamaya başlamış. Doğruluk payı nedir bilmiyorum, bu bir iddia…  Peki doğru olabilir mi? Bence neden olmasın?
*
Gelelim ikinci Workshop’a. Başlığı önceden vereyim; geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenleyecekseniz öncesinde kısıtlı bir grubu yurtdışı lansmanına götürmeyin! Yoksa basın toplantısını iptal etmek zorunda kalırsınız. İşte bu da bu hafta yaşandı. Marka adını unutmaya yüz tuttuğumuz Subaru Türkiye, bu hafta 11 Ekim’de Crosstrek e-Boxer modelinin lansmanını İstanbul’da geniş katılımlı bir basın grubuyla yapacaktı. Bir ay önce mail atılmış, 21 eylülde hatırlatma ve LCV yapılmıştı. Ama 3 Ekim’de de ileri bir tarihe ertelendiği maili geldi.  Peki iptal neden gerçekleşti? Çünkü bu lansmandan 1 hafta önce Subaru Türkiye yetkilileri yurtdışında sınırlı sayıda bir meslektaşımıza basın toplantısında tanıtacakları modelin test sürüşünü yaptırdı. Bunun üzerine de Türkiye’deki lansmana davet edilen gazeteci arkadaşlarımızdan da şöyle tepkiler geldi; “Subaru zaten 2-3 yılda bir lansman yapıyor.  Test otomobili vermiyor, yıllardır hiçbir mecra ile reklam çalışması yapmıyor, bizi basın toplantısına çağırdığı aracı bir hafta önce bir grup arkadaşımıza yurtdışında test ettiriyor, bu şartlarda bizim de toplantıya katılmamıza bir gerek kalmadı.” İşte bu tepki nedeniyle Subaru Türkiye’nin birkaç yılda bir yaptığı basın toplantısı da güme gitti. Bence bu örnekten alınacak çok ders var. Bu tarz işleri yapan başka markalara da örnek olsun. Subaru unutulmaya yüz tuttu dedim ya; rakamlardan örnek vereyim. Eylül ayı satışı 44 adet. (Porsche 84 adet) Ocak-Eylül toplam 788 adet (Porsche 908 adet).
*
Gelelim üçüncü Workshop’umuza… Mercedes Benz Türkiye de  geçen hafta EQS SUV’nin tanıtımı için bir grup otomobil gazetecisi ile bir grup çakma takipçili sosyal medyacı grubunu ağırladı. Story’ler, postlar paylaşıldı. Bu işleri takip eden bir meslektaşımız bu çakma takipçili hesapların beğenilerine bakmış. Yüzde 80’e yakını 0 takipçili kişilerden oluşuyormuş. Peki koskoca Mercedes Benz Türkiye iletişimi ve yıllardır birlikte çalıştıkları PR ajansı bu “yansımamalara” hiç mi bakmıyor? Daha sonra “sözde etkileşim için çakma influcerları götürdüğün haberin yansımaları için gazetecilere basın bülteni” gönderiliyor. Neresinden bakarsanız bakın hepsi yakışıksız ve özensiz… Mercedes Benz’in bu işlerinde çok eskiden bir standart ve kriter vardı. Story’lerle o da mı kayboldu?
*
Neyse bu hafta son olarak da bir küçük bir uyarım olsun; “Sevgili iletişimciler, siz siz olun bir gazetecinin yazdığı yazı hakkında şirket yetkilisine çok özel olarak yazdığınız whatsap mesajını sakın o gazeteciye göndermeyin:)  Hani hemen sonra sildiniz zannediyorsunuz ya, silinmiyor! Ne whatsaptan ne de hafızadan…